GERÇEK SAYGININ UNSURLARI; SABIR VE HOŞGÖRÜDÜR.....!!!
ÜSTADIM GERÇEK SAYGI NEDİR?
Gerçek saygı göstermelik saygıdan farklıdır. O derinde olan saygıdır. İnsan spritüelleşince diğer insanları ruhi varlık olarak görür. İçinde onlara karşı saygı doğal olarak ortaya çıkar. Çünkü insanları sadece beden olarak gördüğünde onları kusurlarla dolu saygıyı hak etmeyen birileri olarak düşünebilirsin. O yüzden de bazen seviyorsun, bazen nefret ediyorsun; bazen kızıyorsun, bazense şefkat duyuyorsun. Sen onların ruhi varlık olduğunu görürsen onların mükemmel olduğunu da görürsün çünkü onlar ebedi ruhi varlık olarak mükemmeldirler. Böylece o derinde olan gerçek saygı tezahür etmeye başlar.
Kişiyi farklı şekillerde görmek, eleştirmemek, hatalarını görmezden gelmek, sabırlı ve hoşgörülü olmak gerçek saygının unsurlarındandır.
BAZEN SAYGI DUYMAK FİKRİ KİŞİDE İSYANA NEDEN OLUYOR, BUNUN NEDENİ NEDİR?
Genel yaşam içinde bireyin zihni çocukluktan koşullandırılmaya alıştırılıyor. Saygı da koşullandırmanın bir parçası. Size de çocuklukta saygılı ol dediler. Nasıl saygılı olunacağını öğretmeye çalıştılar, hatta saygılı olmanız için şiddet kullandılar. Mesela bir yetişkin çocukken size saygılı ol dedi, siz olmuyorum deynce bir şiddet gösterisi oldu. Size saygılı olmayı öğreteceğim dedi. '' Şimdi saygılı mısın?'' ''Evet, saygılıyım'. '' Özür dile..'. Böyle öğretiyorlar saygıyı.
Bu empoze edilen saygıdır. O yüzden bu empoze edilmiş saygı kişide isyanla karışık negatif bir duygu yaratıyor. Çünkü kişi, saygı göstermek istemediklerine , hatta kişiliği bozuk bireylere bile saygı göstermek zorunda kalıyor.
ÜSTADA BİLE SAYGI DUYMAKTE ZORLANIYOR İNSANLAR NEDEN?
Çünkü bireyin zihninde saygı isyan demek. Zihin koşullanmış. Hayatı boyunca saygı duymadığı kişilere saygı duymuş. Yani evde büyüklere, okulda öğretmenlere, işyerinde amirlere, sonra devlete hep saygılı davranmaya çalışmış.
Bu empoze edilen saygı kişide saygıya karşı saygısızlık yaratıyor. Bu yüzden bu çağın insanı saygısız. Çünkü zorla saygılı olmaya zorlamışlar onu. Orijinal Yoga Sisteminde bir Üstad figürü ortaya çıkınca, doğal olarak ona saygı kavramı da ortaya çıkıyor. Dünyevi insan zaten bıkmış saygılı olmaktan. Saygılı olmaya zorlandıkça kendini köle gibi hissetmiş. Bu sefer kişi Üstada saygılı olacaksam kölelik tekrar başlar diye düşünüyor. Saygılı olmak istemiyor çünkü zaten saygılı olmaya karşı bir isyanı var. O yüzden Üstada da saygılı olamıyor, olmuyor.
ÖNCE ÇOK SAYGILI OLANLAR SONRA ÇOK SAYGISIZ OLUYORLAR...ONLAR SONRADAN MI SAYGILARINI KAYBEDİYORLAR?
Onlar öyleydi zaten, sadece yüzünde makyaj vardı. Toplumdaki saygı bir makyajdır . Toplum buna alışmış, aslında gerçek saygı yok. Toplum gerçek saygının ne olduğunu bile bilmiyor. Bildiği şey zoraki saygı. O yüzden kişi geliyor, o maskeyi takıyor, görünürde Üstada karşı saygılı ama bir süre sonra tekamül edip birşeyler öğrenince diyor ki, artık ne gerek var Üstada? Bu çağın olayı bu. Oysa genel yaşamda teslimiyet kölelik olarak algılanıyor. Bir Üstadı görünce ve ona saygılı olması gerektiğini anlayınca, o kişi de otomatikman riyakarlık da ortaya çıkıyor.
Ama bu riyakarlık sadece bir süre devam edebilir. Eğer kişi olgunlaşıp saygının gerçekten ne olduğunu kavrayamazsa ve gerçek saygıyı öğrenemezse o riyakarlık bir süre sonra biter. Ve kişi saygısız olur.
SAYGI TESLİMİYETLE İLGİLİDİR DEDİNİZ ÜSTADIM; BUNU BİRAZ AÇAR MISINIZ?
Teslimiyet akışa bırakmak demektir; akışa teslim olmak demektir. Genelde insanlar teslimiyetin bir kölelik olduğunu düşünüyorlar. Birçok öğretiye göre özgürlük unsuru yok, kader önceden belirlenmiş ve değişmez. Özgür seçim yok. Oysa ruhsal düzeyde tam bir özgürlük mevcuttur. Hiçbir kölelik hiçbir bağımlılık yoktur. Sevgi sınırsızdır. Ruhsal düzeydeki mutlak teslimiyet dünyevi düzeye inince dönüşüyor, egodan geçiyor ve köle kavramını ortaya çıkarıyor. Gerçek teslimiyet köle olmak demek değildir. Özgürlükten ve iradeden vazgeçmek demek değildir. Tutunmaktan, savaşmaktan, mücadele etmekten vazgeçiyorsunuz demektir. Tam teslimiyete ulaşmak için tam özgür olmalısınız.
SON OLARAK TEKAMÜL YOLUNDA ÜSTADA KARŞI SAYGI NASIL OLMALIDIR?
Tekamül etmek için teslimiyet şarttır çünkü sonuç olarak tekamül yolunda evrene teslm oluyoruz. Egoyu bırak diyoruz; bu akışta ol demektir. Egoyu bırakmazsan teslim olamazsın, evrenle bütünleşemezsin. Çünkü ego, siz ve evren arasında bir köprüdür. Üstada saygı nedir? Teslim olmak ve yık o duvarı demektir. Ama dur yıkma benim duvarımı, ne işin var, defol git dersen olduğun yerde kalırsın. Öğrenci, tekamülün içine girdikçe tekamül etmeye başlıyor ve ister istemez de ego duvarı yıkılmaya başlıyor. O ego duvarını yıktırmak o kadar kolay değil ama öğrenci gerçekten isterse Üstad o duvarın yıkılmasına yardım eder ve öğrenci evrenle bütünleşir.
BU EŞSİZ SOHBET İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ ÜSTADIM...