Gerçek şudur.
Yapılan seçimlerde, AKP ve Sayın Cumhurbaşkanının ileri sürdüğü düşünce kaybetmiştir.
Yandaş medyanın veya iktidara yakın kimselerin yenilmedik şeklinde pompalamaya çalıştıkları düşünce şekli, asla gerçeği yansıtmamaktadır.
AKP’nin kaybettiğini gösteren birçok rakamsal sonuç verilebilir. Ancak kaybetmiş olmanın en önemli göstergesi AKP’nin içerisinden başka bir partinin çıkabileceği konuşmaları ve devamında Sayın Davutoğlu’nun verdiği manifestodur.
Hatırlayın.
AKP’nin şuana kadar aldığı en yüksek oyla Başbakan seçilen Sayın Davutoğlu, arkasında milyonların desteği olmasına rağmen, Cumhurbaşkanının görevi bırakması şeklindeki isteğine karşı gelememişti.
Aynı Davutoğlu, AKP’nin ve Cumhurbaşkanının kaybettiğini görüp cesaretlenmiş ve AKP’yi eleştiren bir manifesto yayınlayabilmiştir.
Seçimin kaybedildiğinin en önemli göstergesi, Başbakanlığı bırakmıyorum beni halk seçti diyememiş birisinin AKP’yi ve Sayın Cumhurbaşkanını eleştirme cesaretine yükselmiş olmasıdır. Sayın Davutoğlu’nun fark ettiği gerçeği, AKP’nin yönetim kadrosunun da fark edebilmesi hem kendileri hem de Türkiye için faydalı olacaktır.
Sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yaptığı toplantıların YouTube’dan milyonlarca insan tarafından izlenmesi ve bu izlenim oranının bütün yandaş kanalların izlenme oranından fazla olması bile birçok şeyin göstergesidir.
Bu aşamada muhalefetin ne yapacağı çok önemlidir.
Öncelikle artık muhalefet de AKP’nin kaybettiğini bir an evvel tüm hücreleri ile hissetmelidir.
Zaman artık savunmada kalma zamanı olmamalıdır.
Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıda ve İstanbul seçimlerinin tekrarı için yapılan çalışmalarda muhalefeti hep savunmada görüyoruz.
Yasal yollardan çıkmamak kaydı ile muhalefetin savunma halini bir an evvel terk etmesi gerekmektedir.
AKP kaybetmiş ve muhalefet kazanmıştır.
Aslında gelinen noktada kimin kaybettiğinin veya kazandığının da bir önemi yoktur. Asıl olan canım ülkemin kaybetmemesidir. O yüzden Sayın Cumhurbaşkanının Türkiye ittifakı söylemini çok önemsiyorum. Böyle bir ittifak ülke içerisinde daha pozitif bir havanın doğmasına sebep olacaktır.
Bunun da tek yolu gerçeklerle yüzleşmektir.