Ankara, İzmir, Adana, Mersin gibi şehirler değil de, İstanbul seçimlerini kaybetmek neden AKP içerisinde bu kadar büyük bir travmaya sebep oldu diye düşündükçe, Sayın Cumhurbaşkanının sözleri geldi aklıma.
Sayın Cumhurbaşkanının, aşkım, sevdam, yârim, sırdaşım, sığınağım diye tarif ettiği İstanbul’un kaybedildiği düşünülünce üzüntünün sebebi daha çok anlaşılıyor.
Böyle bir sevda ancak bir sevgiliye duyulabilir diye düşünüyor insan.
Aklıma ilk gelen sevgilisinden ayrılan bir kişinin ruh halini düşünmek oldu.
Sevdiğiniz kişinin artık yanınızda olmayacağını düşününce, yoğunlaşan ve giderek derinleşen dayanamıyorum hissi oluşur. Bu his duygusal bir acı haline gelir. Zihin belirli bir süre sonra bu acıyı bedene yansıtır. Baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, şişkinlik ve benzeri bir takım rahatsızlıkların da eklenmesiyle iş tamamen içinden çıkılmaz bir hale gelir.
Böyle bir duygu, çok sevdiğiniz sevgiliyi kaybettiğinizde hissedeceğiniz şeylerdir.
Böyle bir hayat yaşanamayacağına göre bu duygudan bir an evvel kurtulmak gerekmektedir.
Aşk acısından kurtulmanın ilk ve en önemli kuralı acıyı unutmaya çalışmamaktır. Ne yaparsanız yapın unutma asla gerçekleşmez. Sadece belirli bir süre sonra yatışır. Unutmaya çalışmak eski hatıraların hatırlanmasına sebebiyet verir. Bu durum aşk acısının daha da artarak çoğalmasını sağlar.
Ayrılık acısının şiddeti sevgiliyle geçirilen süreyle de ilgilidir. Artın acı bazen, “Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu.” gibi anlaması zor konuşmaların yapılmasına da sebebiyet verebilir.
Zaman her şeyin ilacı olacaktır diye düşünmek en mantıklı yol olarak görülüyor.
Belki geçen zaman, sevgililerin yeniden kavuşmasına sebebiyet de verebilir.
Ayrılık gerçekleştikten sonra kırıcı ve üzücü konuşmalar yapılmamalıdır.
Sevgiliyi suçlamak yerine, ben ne yaptım diye düşünmek belki tekrar bir araya gelmeyi sağlayacaktır.
Benim söyleyeceğim son şey şu olacaktır.
Bir sevgili, aşkım, sevdam, yârim, sırdaşım, sığınağım diye tarif edilebiliyorsa onu tekrar kazanabilmek için de yapılacak bazı şeyler olmalıdır.
Bunun en önemli yolunun, önce aşk acısı yaşayanın kendisinde yapacağı değişikliklerdir diye düşünüyorum.
Bir şeylere kızılacaksa önce ben ne yaptım diye düşünmek en doğrusu olacaktır.