Türkiye 1955-1965 yılları arasında sınır güvenliğini sağlamak maksadı ile Suriye, Irak, İran, Ermenistan ve Gürcistan sınırını kapsayacak şekilde ortalama 812 kilometrekarelik sınır hattına 2 milyona yakın anti tank ve anti personel mayın döşemişti.
PKK terör örgütünün terör faaliyetlerini arttırmasından sonra 1993-97 yılları arasında da Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunan bölge gene iç kesimlere döşenen mayınlarla emniyete alınmıştı.
Bugünlerde ABD ile Suriye sınırında güvenli bölge çalışmaları yapmaya çalışan Türkiye’nin 911 km'lik Suriye sınırı, Cizre-Nusaybin (140 km), Nusaybin-Ceylanpınar (124 km), Ceylanpınar-Akçakale (110 km), Akçakale-Çobanbey (156 km), Çobanbey- Hassa (101 km) ve Hassa-Denizgören (280 km) döşenen 650 bin mayınla oldukça güvenli bir alan oluşturuyordu.
Türkiye, anti personel mayınların kullanımının, depolanmasının, üretiminin ve devredilmesinin yasaklanması ve bunların imhası ile ilgili olan, Ottawa sözleşmesine 2003 yılında taraf oldu. Bu sözleşmeye dahil olan bütün ülkeler anti personel mayınlarını imha etmeyi taahhüt etmekteydiler.
Zamanın Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz yaptığı açıklama ile, 1 milyon 150 bin 297 metrekarelik alanın mayın temizliğinin yapıldığını belirtiyordu.
Bütün sınır hattı terör örgütleri tarafından sarılı Türkiye, kendisi için oluşturduğu güvenli bölgeyi temizledikten sonra beklenen neydi?
Mayınlı alan, tarım faaliyetleri için kullanılacak ve ülkenin tarım ile ilgili potansiyeli daha da artacaktı.
Peki ne oldu?
Türkiye tarımda yurt dışına bağımlı oldu.
Suriye sınırı terör örgütleri için yolgeçen hanı oldu.
Aynı bölgeden Türkiye’ye 4 milyon Suriyeli sığınmacı girdi.
Canım ülkemin son 15 yıldır yaşadığı en büyük problemlerinden bir tanesi de öngörüsüzlüktür.
İleriye yönelik hiçbir plan yapmayan ve her alanda günü kurtarmaya çalışan politikalar artık içinden çıkılmaz bir hal almıştır.
Kendi sınırları için güvenli bölgesi zaten var olan ve kendi elleriyle bu alanı yok eden Türkiye, şimdi ne yazık ki kendisine güvenli bölge oluşturmak için kapı-kapı dolaşmak zorunda kalıyor.