Her yerinden medeniyet ve bereket fışkıran bu topraklarda ekonomik olarak sıkıntı yaşıyor olmak inanılır gibi gelmiyor insana.
Cumhuriyetin kuruluş aşamasında üretime dayalı bir politika izleyen Türkiye, son 20 yılda sadece tüketime yönelik politikalar izlemeye başlayınca, doğalgazdan petrole, otomotivden elektronik aletlere, giyim sektöründen gıda sektörüne, teknoloji sektöründen tarım ve hayvancılığa kadar hemen hemen her alanda dış dünyaya bağımlı kalmak durumunda bırakıldı.
Her yönden ilerlemiş ve bilimi kendine esas almış çağdaş dünya düzeninden çok gerilerde kalmış olmak insanı gerçekten çok üzüyor.
Allah tarafından bu topraklara bahşedilmiş tarımsal olanakları bile elimizin tersiyle itip, samandan domatese kadar yurt dışından ithal edilen ürünlerle tarımı da bitirdik.
Güzel ülkemde insanlar 2 bin 324 TL asgari ücretle yaşamak zorunda olmamalılar.
Türkiye’de 2013 yılında kişi başına düşen milli gelir 12 bin 519 dolar seviyesine yükselmişken an itibarı ile kişi başına düşen milli gelir 9 bin 127 dolara gerilemiş durumda.
Televizyonlarda vatandaşa verilen 1000 TL yardımlardan övgüyle bahsedilmesi, yemek kolilerinin muhtaç vatandaşlara dağıtılıyor olması kesinlikle bu topraklarda yaşayan insanların hak ettiği uygulamalar olmamalıdır.
Çalışabilir nüfusun % 58’inin işsiz olduğu bir ülkenin kalkınması ve ilerlemesi mümkün değildir.
Türkiye her şeye baştan başlamak zorundadır.
İçerde ve dışarda yaşanan bütün kavgalar son bulmalıdır. Canım ülkem içinde yaşadığı süreci değiştirmeyi beceremezse korkarım önümüzdeki günler şuan yaşadığımız günleri aratacaktır.
Türk Silahlı Kuvvetleri vurucu gücünün neredeyse tamamını Amerika Birleşik Devletlerinden alırken ve Türk ekonomisi bütün ritmini Amerikan Dolarına göre ayarlarken, popülist politikalar izleyeceğiz ve seçmene hoş görüneceğiz diye başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere herkese gider yapmaya devam ediyoruz.
Her türlü üründe yurt dışına bağımlıysanız ve ekonominiz Amerika Birleşik Devletleri Başkanının atacağı bir sosyal medya mesajıyla alt üst oluyorsa her cümleyi çok ama çok dikkatli kullanmak zorundasınız.
Atatürk genç Cumhuriyeti kurarken bugün yaşayabileceğimiz sıkıntıları ön görmüş olacak ki üreten bir ülke olmanın önemini her fırsatta vurguluyordu. Yüce önder, 1924 ile 1934 yılları arasında, Kırıkkale Elektrik Santrali Ve Çelik Fabrikasından, Eskişehir Şeker Fabrikasına kadar 15 fabrikanın kurulmasını ve üretime geçmesini sağlamıştı.
Her Türk genci atasının şu sözlerini beynine kazımak zorundadır.
“Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.” Mustafa Kemal ATATÜRK
Canım ülkemin ekonomik durumu başka ülkelerin devlet başkanlarının ağzından çıkacak bir sözle yerle bir olacaksa, tam bağımsızlıktan asla bahsedilemez.
Türkiye sıkıntı içerisindedir.
Çünkü bu konuda da Atatürk’ü dinlememiştir.