Gece kahvemi aldım yine sanki uykum varda kaçırmak istiyormuş edasıyla. Oysa ki, uykumu kaçırmak öte dursun, uykusuzluğuma ortak olsun istiyorum belli ki.
Ders okumalarıma geçmeden Dostoyevski’nin eserlerinden seçilmiş bir derlemeye elim istemsiz gidiyor, bir bakayım diyorum. Eser ‘Dünyayı Güzellik Kurtaracak ‘aforizması. Öyle ya bakmadan edemezdim, ben değil miydim bir ömür vücudumda dursun diye ‘Dünyayı güzellik kurtaracak ‘yazdırıp birde yorumumu katarak ‘ve bizler o güzelliğin birer parçası olacağız.’ yazdıran.
İstemsiz değildi, tesadüf hiç değil.
Rastgele açıyorum bir sayfa; Sayfa 72.
‘Canım yaşamak istiyor, ben de mantığım ne derse desin yaşıyorum.Varsın dünyanın gidişatına inancım olmasın, ama baharda yeşeren pırıl pırıl ağaç yaprakları, mavi gök, bazen inanır mısın, niçin sevdiğimi bilmediğim bir adam ruhuma öyle yakın geliyor ki! Çoktandır inanmadığım halde eskilerin hatırına sevdiğim insan kahramanlığına değer veriyorum.’
Okuyorum bir kere…
Duraksayarak. Ama bilinçdışımda da hissedesim var her cümlesini belli ki her kelimesini. Belki 72 kere okuyasım var. Baharda yeşeren pırıl pırıl ağaç yaprakları, mavi gök…
Peki ya dünyanın gidişatına inancımın olmayışı..
Dünyanın mı insanların mı gidişatı yoksa (?).
Değil mi ki dünya bizi cezalandırıyor olsun, ona yaptığımız onca katliamdan sonra.
Yine düşünüyorum ağaçları, denizleri, gökleri… Yıkıcı olduğumuz insanlığımızı, paylaşamadığımız, beynelmilel olmasına müsaade edemediğimiz sevgiyi düşünüyorum.
Ana karada, yedi kıtada birlik gösteremedik ya onu düşünüyorum. Her farklı inançta ölülerin farklı definlerini, yeni doğanların merasimlerini düşünüyorum.
Geliyorum sonra korkunç gerçekliğimize. Her ülkede evlerinde karantina sürecini geçirenleri, yeni anıları belleğinde depolarken, belki de depolamak istemediği anılarını. Biliyorum hepsini, biliyorum doğumların alelacele, ölümlerin ise tek tip defnedildiğini biliyorum.
Törensiz, dinsiz, kimsesiz…
Belki de ilk kez eşit olmamızı onca acıyla hissediyorum.
Acıyla da olsa hissettiğim eşitliği herkes hissetsin istiyorum. Kavgamızın tek bir nefes olduğu gerçeği yüzlerimize çarpsın belki de kalplerimize değsin istiyorum.
Gökyüzünün hepimize mavi, suyun hepimize berrak, denizlerin hepimize sonsuz, toprağın her birimizi kucaklayabileceğini bilsin ‘herkes’ istiyorum.
Güneşin hepimizi ısıttığı, yağmurun ince ince üzerimize yağdığı, gökkuşağının hepimizin üzerine doğduğu bir dünya da buluşmak istiyorum. Biliyorum hepimizin canı yaşamak istiyor.
Canım yaşamak istiyor ama öyle yalnız değil. Güzel bakıp güzel göreceğimizin umudu en derinde içimde;
Benim canım hep birlikte yaşamak istiyor.
Kendime Not:
Dünyayı güzellik kurtaracak ve bizler o güzelliğin birer parçası olacağız.
Biliyorum ve inanıyorum.