İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, aylar önce siyasi parti liderlerine bir çağrıda bulunmuş ve "Bir masa etrafında toplanmamız lazım, ortak aklı işletmemiz lazım. Bu masanın adına da 'Memleket Masası' diyelim diye ısrarla vurgulamıştı
CHP lideri Kılıçdaroğlu ile SP lideri Karamollaoğlu'nun sıcak baktığı bu öneriye AKP ise bizim böyle bir gündemimiz yok diye cevap vermişti.
Türkiye’nin özellikle AB ve ABD tarafından kıskaca alınmaya çalışıldığı bu günlerde özellikle iktidar kanadından birlik ve beraberlik çağrılarının geldiğini görüyoruz.
Akşener’in memleket masası teklifinin ne kadar önemli ve gerekli olduğu bir kere daha anlaşılıyor.
Her parti farklı siyasi görüşlerde olabilir ve Türkiye’yi kendi inandıkları siyasi görüşlerle daha ileriye götürmek isteyebilir. Ancak Türkiye’nin milli birlik gerektiren konularda iktidarıyla ve muhalefetiyle sapasağlam durdurduğunu göstermek ülke bütünlüğü açısından son derece önemlidir.
Türkiye an itibarı ile uygulamaya çalıştığı dış politika hamlelerinde haklıdır.
Doğu Akdeniz’de, Karabağ’da, Kuzey Irakta, Suriye’de ve Libya’da yapılmak istenenler doğrudur.
Bu kadar hassas ve iç içe girmiş son derece riskli konularda milli mutabakat çok önemlidir.
İşte tam da bu safhada İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in aylar önce teklif ettiği memleket masası teklifinin tekrar değerlendirmeye alınması gerektiğini düşünüyorum.
Türkiye’nin bütünlüğü ile milli birlik ve beraberlik gerektiren konularda ki ortak tavrın ideolojiler üstü bir memleket masasında konuşulmasının ve özellikle parti liderlerinin aynı ortamda beraberlik mesajlarını vermesinin çok önemli olduğu orta yerde durmaktadır.
ABD’ de ülke çıkarları oldu mu, ne Cumhuriyetçi, ne de Demokrat kalıyor.
Türkiye’nin yapmak istediklerinin ABD çıkarlarına uymadığını gördükleri an NATO üyesi, müttefik düşünmeden hemen birleşiyorlar.
Akşener’in “Memleket Masası” fikri canlandırılmalıdır.
Burada görev Cumhurbaşkanına düşmektedir.
Sayın Akşener’in teklif ettiği memleket masasında buluşarak ortak aklı canlandırma şansı kullanılmalıdır.
İktidar yalnız bırakıldığını ve muhalefet partilerinin dış mihraklarla iş çevirdiğini her fırsatta dile getiriyor.
İşte bu iddianın doğru olup olmadığını gösterme fırsatı orta yerde durmaktadır.