Demokrasilerin en güvendikleri konu özgür fikir ve bilgi alışverişidir. Ancak bu özgürlük alanı demokratik ortamı zayıflatacak bir güç haline de getirilebilmektedir.
En başında herkes internet ortamının bir özgürlük alanı yaratacağına inanıyordu.
Dünya üzerinde hükümetlerin artan baskıları ve ezilen halkların kendilerini rahatça ifade etmesi sağlanacak, hatta çok basit sosyal medya iletişimleri ile protesto eylemleri de kolaylıkla organize edilebilecekti.
Bu düşüncede olanların unuttukları başka bir şey vardı.
Siyasi gücü elinde bulunduranlarda aynı teknolojileri kullanmaktaydılar.
Daha da kötü olan internet ortamının yanlış veya doğru olduğu kanıtlanmamış bilgilerle karşısındaki insan veya insanları rencide etmeyi, aşağılayıp küçük düşürmeyi amaçlayan karşı propagandaya imkan sağlıyor olmasıydı.
Yaratılan teknolojik ortam sayesinde konuşma ve ifade edebilme özgürlüğü çok ucuz hale geldi. Kötü, yanlış ve hoş olmayan konuşmalar yapanlar kendilerine cevap verenlerin daha kötüsünü yapabildiğini gördüler. Böyle ortamların zarar vereceği tek bir şey vardır. O da demokratik düşünce şeklinin zarar göreceğidir.
Özellikle, internet ortamında serbestçe dolaşan bilgiler, iktidarda bulunan yönetimlerin zarar görmesine sebebiyet vermeye başladı. Vatandaş zaman içerisinde internet ortamında dolaşan bilgiler sayesinde ortamın hiç de anlatıldığı gibi olmadığını görerek var olan muhalefete destek vermeye başladı. Böyle bir durumda güç kaybettiğini gören iktidar sahipleri güç kaybetme riski karşısında kendilerini ve yönetim şekillerini kaybetmemek için tedbirler almaya başladılar.
Tehdidin nereden geldiğini gören bu tip iktidarlar internet kısıtlamalarına gitmeyi düşünerek bir takım formüller aramaya başladılar. Ancak bilgilerin kısıtlanmasının ekonomik büyümeye zarar verebileceği gerçeği de orta yerde durmaktaydı.
İktidar sahipleri, bu ikilemi çözmek için, genel anlamda internet yasaklamaları yerine çeşitli sansür mekanizmaları yoluyla çoğu bilgiye erişimi ve konuşmayı sınırlandırma yoluna gitmeye başladılar. Bu tip uygulamalarda zaman içerisinde toplumsal huzursuzluğa sebebiyet vermeye başladı.
Buna benzer uygulama ve hatalardan kurtulmanın yolu demokrasiyi anlamaya çalışmaktır.
Demokrasiler, yalnızca ekonomi ve daha iyi kamu politikası demek değildir. Demokrasilerin başarısının, ülke vatandaşlarının bilinçli oy kullanabilmek için doğru kararlar vermesine, yanlış politik kararlar veren yetkilileri sorumlu tutarak onları eleştirebilmesine ve doğru bilgi akışına bağlı olduğu unutulmamalıdır.
İnternet ortamında bilgi sistemlerini ve güvenlik açıklarını modelleyen bilgi güvenliği uzmanlarının, demokrasinin istikrarlı olabilmesi için siyaset bilimi ve demokrasi üzerine tehdit oluşturabilecek modellemelerin güvenlik açıkları konusunda daha dikkatli düşünmeleri ve teknik anlamda tedbirler almaları gerektiğine inanıyorum.