Roma İmparatorluğu'nun kökeni Antik Yunan'a dayanmaktadır.
Osmanlı Devleti'nin kökeni ise Selçuklulara dayanmaktadır.
Her iki büyük devlette entellektüel düşüncenin, kültürün ve gelişmişliğin en üst seviyeye ulaştığı köklerin devamıydı.
Ordu yönetiminde, devletin idamesinde ulaşılabilecek son noktadaydılar.
Her iki devlette geçen süre içerisinde köklerinden gelen gelişmişliği zaman içerisinde yaşanan şatafat ve gösteriş sevdası yüzünden kaybetti.
Roma İmparatorluğu, Antik Yunandan gelen bilimsel ve kültürel birikimi dirayetsiz yöneticilerin yaklaşımları ile yok etti.
Aynı durum Osmanlı Devleti içinde geçerliydi.
Osmanlı Devleti hiçbir zaman Selçuklular kadar bilimsel ve kültürel eser bırakmayı başaramadı.
Roma İmparatorluğunun da Osmanlı Devletinin de çöküş aşamasındaki ortak özelliği çok büyük ve görkemli binalar yaparak bilim ve kültürü önemsemeyen bir siyaset izlemesiydi.
Her iki devlette bütün ekonomik birikimini gösterişli binalar ve yapıtlara harcıyordu.
Roma İmparatorluğunda, çok büyük arenalar ve tapınaklar yapılıyordu.
Osmanlı Devleti ise bütün ekonomik gücü bitmesine rağmen dış borç alarak devrin en büyük ve gösterişli camilerini ve saraylarını yaptırıyordu.
Her iki güçlü devlette bilimi ve kültürü bir kenara bırakarak gösteriş ve şatafata olan ilgisi yüzünden tarih sahnesinden silinmişti.
Unutulmaması gereken en önemli şey şudur.
Hangi devlet bilimi ve kültürü kenara bırakır ve gösteriş ile şatafat peşine düşerse yok olmaya mahkumdur.